EĞİTİM 4.0: 4.SANAYİ DEVRİMİ’NİN EĞİTİM MODELİ
Last Updated on 03/04/2025 by ahmet can ayışık
Eğitim 4.0, kısaca, diğer alanlarda olduğu gibi eğitim dünyasında da dijital dönüşümün ve inovasyonun gerçekleştirilmesi anlamına gelmektedir. 4.Sanayi Devrimi’nin eğitim modelini anlatır.
4.Eğitim Devrimi veya Eğitim 4.0 döneminin en önemli özelliği, dijital, biyolojik ve fiziksel arasındaki daha önce var olan sınırları ortadan kaldıran, bu üç düzlemi birleştiren ve bu zamana kadar hüküm süren paradigmayı değiştiren inanılmaz çeşitlilikteki teknolojilerdir. İnternet, tüm sosyal aktörlerin çeşitli cihazlar ve dijital platformlar aracılığıyla gerçek zamanlı olarak birbirine bağlandığı yeni bir teknolojik haritanın ortaya çıkmasını mümkün kılmaktadır. Bu bağlantı, aynı zamanda Nesnelerin İnterneti (IoT: Internet of Things) aracılığıyla nesnelere ulaşarak benzeri görülmemiş bir hızda elde edilen teknolojik ilerlemeleri göstermektedir.
Dünyanın yıllar içinde yaşadığı teknolojik gelişmeler, toplum yapılarında önemli değişikliklere neden olmuştur. Eğitim, teknolojik gelişmenin yönlendirdiği sanayi devriminin önemli bir etkiye sahip olduğu alanlardan biridir. Çünkü, teknoloji öğrencilerin daha fazla bilgiye daha özgürce erişmelerini sağlamıştır. Eğitim 2.0 ve 3.0 sadece bilgiye erişime izin vermekle kalmamış, aynı zamanda, insanlar arasında, özellikle öğretmenler ve öğrencileri arasında daha fazla bağlantı ve etkileşim de yaratmıştır. Teknolojinin dinamizmi, 4.Eğitim Devrimi (Eğitim 4.0) ile birlikte mevcut paradigmayı yeniden değiştirmiş, inovasyon için artan fırsatlar evreni ortaya çıkmış, dijital, biyolojik ve fiziksel olanın birleştirilmesiyle, bireyin yaşam biçimini, çevresindekilerle olan ilişkisini, toplumdaki talepleri ve temel rolleri karşılama yeteneklerini etkilemiştir. Bu değişiklikler, bireyi iş dünyasıyla yüzleşmek için gerekli becerilere hazırlayan anlamda öğrenmeyi amaçlayan yeni eğitim metodolojilerinin uygulanması anlamına gelmektedir.
Yıkım olmadan devrim olmaz. Sonuçları, gelenekleri, davranışları, ilişkileri, düşünme biçimlerini ve tabii ki eğitim biçimlerini paramparça eden devrimlerden söz ediyoruz. Zaman içinde toplumlar, teknolojinin ilerlemesine bağlı olarak büyük dönüşümler geçirmiş, bu da toplumsal-ekonomik-siyasal yapılarda önemli değişiklikler meydana getirmiş ve mevcut devletçilik anlayışı da dahil sosyo-ekonomik yapıda çok önemli değişimlere yol açmıştır.
Sanayi devrimlerinin yol açtığı teknolojik gelişme, eğitim üzerinde doğrudan bir etkiye sahiptir. Örneğin; Eğitim 2.0, gelişen teknolojilerin kullanımı ve uygulanması sayesinde, öğrencinin giderek daha fazla bilgiye erişmeye başlamasıyla ezberci/hafıza eğitimini dönüştürmüştür. İnternetin küreselleşmesi, daha fazla araştırma biçiminin üretilmesi, bilgi ve kaynakların çeşitliliği ile Eğitim 3.0 ortamına gelinmiştir.. Sanal platformların ortaya çıkması, öğrenciler ve öğretmenler arasındaki bağlantı ve etkileşimin artması, daha kişiselleştirilmiş bir öğrenme modelinin uygulanması mümkün hale gelmiştir. Ardından, Eğitim 4.0’ın temel unsuru olan yenilik/yaratıcılık bireylerin yaşama, çalışma ve başkalarıyla ilişki kurma şeklini kökten değiştirmiştir. Bu nedenle, sadece ne yapacağımızı ve nasıl yapacağımızı değil, aynı zamanda kim olduğumuzu da değiştiren bir gelişme sözkonusudur.
Önemli değişimlerin yaşandığı bugünkü dünyada, öğrencilerin benimsediği öğrenme etkinlikleri ile öğretmenleri tarafından uygulanan metodoloji ve teknikler son derece dinamik ve değişken bir eğitim modelinin temelini oluşturmaktadır. Bu yapısal yenilik süreci, mevcut olandan Eğitim 4.0’a dönüşene kadar, zaman içinde bilim ve teknolojinin gelişimi/dönüşümü ile adeta yarışmaktadır. Eğitim sürecindeki en önemli hususlardan biri, öğrenme sürecinde, öğrencilerin işgücü piyasasına girebilmelerini ve işgücü yeterliliklerinin gerekliliklerini karşılayabilmelerini sağlayacak şekilde becerilerinin geliştirilmesidir. Ancak bu şekilde, toplum, temel rollerini yerine getirmenin yanı sıra, proaktif, becerikli ve yaratıcı bir işgücünün sağlanmasına güvenebilir hale gelecektir.
21.YY’da eğitim, yalnızca teknolojik gelişmelerini hızlanmasıyla değil, aynı zamanda HIV/AIDS salgını nedeniyle küresel bir sağlık kriziyle de yüzleşmek zorunda kalmış, bu da öğretim becerilerindeki bir takım eksiklikleri ve kurumların eğitimdeki teknolojik zorluklarla yüzleşmek için ne kadar hazırlıksız olduklarını ortaya çıkarmıştır.
Teknoloji, yeni milenyumun başında temel bir şekilde eğitim süreçlerinde yer edinmeye başlayarak Eğitim 2.0 olarak adlandırılmıştı. Bu aşamada, öğretmen sadece öğretmeye adanmış değildi, aynı zamanda işbirlikçi çalışma yoluyla öğrencilerinin yeteneklerini keşfederken, sınıfta etkileşimi teşvik etmek için bir moderatör olarak da hareket ediyordu.
Ardından, Eğitim 3.0, Bilgi ve İletişim Teknolojilerinin (BİT) eğitim süreçlerine dahil edilmesini mümkün hale getirerek özellikle son birkaç yılda eğitim biçimini iyileştiren yeni araçların eğitim sistemine entegrasyonunu sağlamıştır. Böylece, eğitimde, farklı bilgi kaynaklarıyla daha yakın bir bağlantı kurulması da mümkün olmuştur. En nihayet, Eğitim 4.0 (4.Eğitim Devrimi) ile öğrenme eyleminin öğrenenin kendisi tarafından etkinlikle yönlendirilebileceği ve bilgi arayışının %100 dijital bir şekilde teşvik edildiği yeni bir aşamaya evrildiği görülmektedir. Bu yeni aşamada, öğrenci yeterliliğinin gelişmesiyle birlikte, araştırmacı öğrenme aşamasından yeni içerik oluşturma aşamasına geçiş sözkonusudur. Böylece, eğitim sürecinde hem öğrencilerin hem de öğretmenlerin etkileşiminin çok daha dinamik, katılımcı ve yaratıcı hale geldiği önemli bir anlayış değişikliği meydana gelmiştir.
Eğitimde BİT (Bilgi ve İletişim Teknolojileri) uygulamasının faydaları arasında şunlar yer almaktadır:
- Konumdan bağımsız olarak herhangi bir cihazdan bilgiye ve eğitime erişim.
- Dijital ortamda gelişmemizi sağlayan beceriler geliştirilmesi.
- Hem öğrenciler hem de kurumlar için daha düşük eğitim maliyeti.
- Öğrencilerin ihtiyaçlarına ve yeteneklerine göre uyarlanmış eğitim.
- Öğretmenler ve sınıf arkadaşları arasında yoğunlaşan iletişim sayesinde daha fazla ve nitelikli bilgilenme olanağı.
Eğitim 4.0’ın gelişi, 4.Sanayi Devrimi’ni eğitimle uyumlu hale getiren ideal bir yaklaşımı temsil etmektedir; çünkü son sanayi devrimindeki gelişim süreci, günlük hayatımızı kolaylaştırmak üzere robotik, akıllı teknoloji, yapay zeka, artırılmış gerçeklik, oyunlaştırma, öğretmen değerlendirmesi, öğrencinin kendi kendini değerlendirmesi, büyük veri ve dijital platformların kullanımı üzerine kurulmuştur.
Günümüz üniversiteleri, öğrencilerin ve öğretmenlerin Endüstri 4.0 ile aynı seviyedeki bir ortamda birlikte yaşadığı ve siber fiziksel sistemlerin tüm endüstrilerde uygulandığı bu yeni dünyaya uyabilecek mezunlar yetiştirebilecek öğretim yöntemlerini kullanmak zorundadır.
Ancak Eğitim 4.0 sayesinde, yeni mezunların arzu edilen becerileri geliştirilebilir. Bu, şu demek: 4.Sanayi Devrimi’nin ihtiyaç duyduğu yeni teknolojileri kullanma ve geliştirme yeteneğine sahip yenilikçi ve yaratıcı çalışanları Eğitim 4.0 olmadan yetiştiremezsiniz!
Tarihteki Eğitim Devrimleri Süreci
Temelindeki üretimin şekillendirdiği Avcı-toplayıcı, tarım, sanayi, bilgi ve süper bilgi toplumu aşamalarına geldik. Tarihsel süreç ilerledikçe teknolojinin üretim, ekonomi ve toplumsal yapı üzerindeki belirleyici etkisi artarak devam etti.
4.Sanayi Devrimi, yani Endüstri 4.0 anlayışına paralel olarak eğitim dünyasının da dördüncü ana dönüşüm dönemini yaşadığını söylememiz gerekiyor. Bu anlamda, eğitim dünyasındaki değişim ve dönüşümün, tarihsel akışta sanayi ve üretimdeki değişimlere paralel olarak şu aşamalardan geçtiği görülmektedir.
Eğitim 1.0: Doğal olarak tarım toplumunun ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikte eğitimlerin gerçekleştirilmesi şeklinde tanımlanmaktadır. Tarım toplumlarında bilgi öğretmenden öğrenciye temel kavramlar yardımı ile aktarılırdı. Olayları ve ilgili bilgileri öğrenebilmek için kapsamlı çalışmalara ihtiyaç duyulmaktaydı. Öğrenciler daha çok hocalarını izlemek ve onların uyguladıkları yöntemleri uygulamak durumunda idi.
Eğitim 2.0: Endüstriyel toplumlarda eğitim sistemlerinin içeriklerinde de önemli bir dönüşüm yaşanmış, daha çok sanayi kuruluşlarının temel ihtiyaçlarını karşılayacak teknolojilerin ve teknolojik araçların geliştirilmesi esas alınmıştı. Özellikle iş hayatında kullanılacak teknolojilerin geliştirilmesi önemli bir eğitim bileşeni olmaya başlamıştı. Bu dönemde, yığınsal üretimi tetikleyecek gelişmeler önemli bir eğitim motivasyonuydu. Bu dönemde eğitim kurumları fabrika, öğrenciler ise bu fabrikalarda üretilen ürünler olarak görülüyordu. Sınavlar eğitim sisteminin kalite kontrol aracı, diplomalar ise garanti belgeleriydi.
Eğitim 3.0: Toplumun enformasyon odaklı yapılanma aşamasına gelindiğinde, doğal olarak eğitim sistemleri de “teknoloji toplumu”nun ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde yeniden yapılandı. Aslında, “kendi kendine öğrenme” olgusu bu dönemde ortaya çıktı. Dijital medyanın kullanılmasıyla internet başta olmak üzere sosyal medyanın kendisini eğitim sistemlerinde ağırlıklı olarak hissettirdiği döneme gelinmişti. Bilgisayar destekli ve karşılıklı etkileşimli eğitim sistemleri ortaya çıktı. Bu dönemde ortaya çıkan diğer önemli bir dönüşüm ise öğrencilerin bilgiyi tüketenler olmak yerine “bilgiyi üretenler” olarak eğitilmeleridir. Bu aşamada özellikle eğitim sistemlerinin kalite güvencesinin sağlanmasına odaklanılmıştı. 20.YY ortalarındaki Üçüncü Sanayi Devrimi, bilgisayar ve bilgi ve iletişim teknolojilerinin (BİT) ortaya çıkmasına neden oldu. İnternetin ortaya çıkması ve baş döndürücü hızla genişlemesi çevrimiçi eğitim sunmayı mümkün kıldığından, zaman ve mekan açısından inanılmaz bir esneklik yarattı. Bu esneklik eğitim süreçlerinin kitleselleşmesine yol açtı ve eğitim ileriye doğru büyük bir aşama kaydetti. 3.Sanayi Devrimi veya Endüstri 3.0, otomasyonu üretti, üretim hatlarını iyileştirdi ve diğerlerinin yanı sıra sağlık, eğitim, üretim, enerji kullanımı gibi diğer alanlara genişleyen endüstriyel ve ticari uygulamalar için robotiklerin ortaya çıkmasına neden oldu.
4.Eğitim Devrimi’nin Önemli Özellikleri
Eğitim 4.0: Endüstri 4.0 dönüşümü ile artık eğitim sistemlerinde de inovasyonun egemenliği görülür hale geldi. Bu nedenle, önümüzdeki dönemde inovasyon ağırlıklı eğitim anlayışını yaşama geçiren eğitim kurumlarının ve bunu başarabilen ülke eğitim sistemlerinin çok daha başarılı olduğunu göreceğiz. Böylece, eğitimde inovasyonun, dünya çapında rekabet gücünü artırma aracı olmanın yanısıra, eğitim sisteminin temel bileşenlerinden birisi olarak da yapılandırılması zorunlu hale gelecektir.
Eğitim 4.0’ın önemli özellikleri şunlardır:
- Öğretimin temeli, öğretmen ve öğrenci arasındaki işbirliğidir.
- Öğrenmenin ana yolu iletişimdir. Fiziksel iletişime ilave olarak dijital iletişim öne çıkmaktadır.
- Problem çözme, mümkün olduğunca gerçek hayata yakın bir şekilde uygulanır.
- Öğrenmenin ana itici güçlerinden biri oyunlar ve gerçek benzeri ortamların yaratılmasıdır (simülasyonlar).
- Bilgi ve İletişim Teknolojileri içeriğe erişmek, oluşturmak, düzenlemek ve yaymak için bir araç olarak kullanılır.
Eğitim 4.0 döneminin vazgeçilmez unsurlarından bir diğeri de görselleştirilmiş eğitim ve öğretim materyallerinin yoğun olarak kullanılmasıdır. Toplumsal dönüşüme ayak uyduracak yeni teknolojilerin öğretilmesi temel ihtiyaçlardan sayılacak, “yaşam boyu öğrenme” eğitim kurumlarının temel misyonları arasında yer alacaktır. Bilgi kadar liderlik, işbirliği, yaratıcılık, dijital okuryazarlık, etkili iletişim, duyusal zeka, girişimcilik, global vatandaşlık, takım çalışması ve problem çözebilme gibi yeteneklerin geliştirilmesi, yetenek kalitesinin garanti edilmesi de temel öğrenme yaklaşımı olarak kabul edilecektir. Eğitim 4.0, bundan böyle, analitik düşünme, yenilikleri ortaya çıkartma (inovasyon), verimlilik, sorumluluk ve çok kültürlü bilgi paylaşımı, kariyer geliştirme gibi unsurlara odaklanan çok kapsamlı yeni bir eğitim anlayışını ortaya çıkarmaktadır.
4.Eğitim Devrimi Gerekliliği
4.Sanayi Devrimi’nin (Endüstri 4.0) gerektirdiği her alanda tasarlayacak, geliştirecek, üretecek ve üretilen teknolojiyi kullanabilecek insan gücünün eğitimi kaçınılmaz bir gerçekliktir. 4.Sanayi Devrimi’nin en önemli gerçekliği; üst düzey düşünme becerilerine sahip bireylerdir, bilmenin yetmeyeceği, düşünmenin ve analiz etmenin zorunlu hale geleceği yöntemlerdir. Dünya sorunlarını doğru hissedecek ve tanımlayacak (eleştirel düşünme), çözümü için yenilikçi fikirler üretecek (yaratıcı düşünme), çözüm için doğru yöntem ve teknikleri kullanacak (bilimsel ve analitik düşünme) bireylerin her alanda yetiştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu durum, okul öncesi, ilköğretim, ortaöğretim, yükseköğretim ve yaşam boyu öğretim de olmak üzere çok geniş bir perspektifte birbirleriyle entegre ve etkileşimli olarak düşünülmesi, planlanması, tasarlanması ve uygulanması gereken bir konudur.
Başta yükseköğretim ve akademik camia olmak üzere, eğitim sistemlerinde hedeflenen kazanımlara ulaşmak amacıyla üniversitelerde eğitim kalitesini arttırmak, öğretmen adaylarını teknoloji ile bütünleştirmek, onlarla inovatif ürünler geliştirmek, dijital okuryazarlığı geliştirmek gibi konularda eğitim araştırmalarına odaklanmak zorunluluğu bulunacaktır. Geleceğin bu tür eğitim ihtiyaçlarını karşılamak üzere eğitim sistemlerinde de önemli değişimler yaşanacaktır.
Öğrenme eyleminin çocuklar ve gençler için programlandığı önemli bir eylem olmaktan çıkarak yaşamın bütün sürecini kapsayan vazgeçilmez bir insani yaşam eylemi olarak kabul edildiği bir dünyaya geçiyoruz.
4.Sanayi Devrimi Eğitimi Nasıl Değiştirecek?
Sınıftan şirket ofislerine herşey değişecek!
⦁ İstediğin zaman, istediğin yerde eğitim
Öğrenciler farklı zamanlarda farklı yerlerde öğrenme fırsatına sahip olacaklar. Uzaktan eğitim araçları öğrencilerin kendi hızlarına göre öğrenmelerine imkan sağlayacak. Öğrencilerin sınıf dışında dijital olarak öğrendikleri teorik bilgileri sınıf içerisinde fiziksel iletişim ortamında uyguladıkları, test ettikleri yeni bir eğitim modeli yaygınlaşacak.
⦁ Kişiselleştirilmiş öğrenme
Öğrencilerin kendi kapasiteleri doğrultusunda farklı çalışma araçları ile öğrenmeleri mümkün hale gelecek. Yani, öğrencilerin klasik sınıflarda toplandığı, eğitimin ortalama öğrenci seviyesine göre ayarlanma zorunluluğu olan model terk edilecek. Ortalama üstü öğrencileri performanslarını ortaya koyabilmeleri için zorlarken, ortalamanın altındaki öğrenciler ortalama seviyeye gelene kadar öğrenmek için ihtiyaç duydukları süreye sahip olacaklar. Öğretmenlik pozisyonu hangi öğrencinin hangi alanda eksiği ve desteğe ihtiyacı olduğunun daha iyi bir şekilde değerlendirebileceği mentor/motivatör pozisyonuna dönüşecek.
⦁ Seçim özgürlüğü
Mevcut sınıf düzeni ve öğrenme sistemi öğrencileri aynı araç içinde aynı noktaya ulaştırmaya çalışıyorken, 4.Eğitim Devrimi ile öğrenciler ihtiyaç duydukları öğrenme araçları, programları ve teknikleri ile kendi öğrenme süreçlerini değiştirebilecekler. Öğrencilerin, farklı eğitim araçlarını kullanarak farklı sürelerde farklı noktalara ulaşabildiği bir eğitim modeli ortaya çıkacak.
⦁ Proje bazlı öğrenme
İş dünyası değişip, hayal bile edemeyeceğimiz yepyeni meslekler ortaya çıkarken, sabit ofislerin yerini evden çalışma, bordrolu çalışanların yerini serbest çalışanlar alırken, proje temelli öğrenme de önem kazanacak. Öğrenme sürecinde bilgi yerine kullanılabilir beceriler öne çıkacak. İş hayatında ihtiyaç duyacağı organizasyon becerisi, takım çalışması, zaman yönetimi gibi beceriler öğrencilere daha okul sıralarındayken kazandırılabilecek.
⦁ Saha Tecrübesi
Yeni eğitim modelinde, öğrencilere staj, simülasyon, mentorluk programı gibi imkanlar kullanılarak iş hayatındaki saha tecrübesine benzer sorun çözme, yaratıcılık ve geliştirme becerilerinin eğitim sürecinde kazandırılması amaçlanacak.
⦁ Veri Yorumlama
Matematiksel işlemleri bilgisayarlar mükemmel yapabilir hale geldiğinden, matematiği kuvvetli öğrencilerin dahi olarak nitelendirildiği günler geride kalacak. Büyük Veri’nin (Big Data) hayatımızın merkezine oturduğu günümüzde, önemli olan bu büyük verinin nasıl kullanılabileceğini yorumlayabilen insanlar olacak. Öğrenebilen yapay zeka teknolojisiyle bunu da bilgisayar yoluyla yapmak bir yere kadar mümkün olsa da eldeki veri yığınından bir çıkarım yapabilmek için insani bir mantık yine de gerekli olacak.
⦁ Sınavlara, testlere son
Araştırmalar, çoğu öğrencinin sınav öncesi bilgileri ezberlediğini ve sınavdan hemen sonra bu bilgilerin önemli kısmını unuttuğunu gösteriyor. Okulda sınıfın en çalışkanı olup, kariyerinde aynı başarıyı gösteremeyen pek çok insan var. Çünkü, gerçek hayat ne bildiğinizle değil, bu bilgiyi nasıl kullandığınızla ilgileniyor. Bu nedenle, Eğitim 4.0 öğrencilerin sahada, projelerde gösterdikleri performans ile değerlendirilmeleri gerektiğini savunuyor.
⦁ Öğrenci sahipliği
Öğrenciler artık kendi ders programlarını oluşturmada daha etkin rol oynayacaklar. Çağdaş, güncel ve faydalı bir müfredat oluşturmak profesyonellerin yanı sıra öğrencilerin de katılımı ile mümkün olabilecek. Öğrencilerin müfredat hakkındaki görüşlerinin dikkate alınması daha kapsayıcı bir eğitim programının vazgeçilmezlerinden biri haline gelecek.
⦁ Rehber öğretmenlik önem kazanacak.
Eğitim 4.0 ile öğrenme süreçlerinde öğrenciler öyle bir bağımsız noktaya gelecekler ki, artık belirli bilgileri öğrencilere ileten öğretmenlik değil koçluk becerileri öne çıkacak.
Bu anlatılanlardan hareketle üniversitelerin de eğitim/öğretim stratejilerinde değişiklikler olacaktır. Bunlar arasında aşağıdakileri saymak mümkündür:
- Dijital Kültürün yaygınlaştığı eğitim ortamlarına dönüşümün sağlanması,
- Inovasyon güdümlü eğitim programlarının yaşama alınması,
- Yeni iş modelleri ve çok disiplinli eğitim programlarının uygulanması (fakültelerin yapılanmasının buna göre gerçekleştirilmesi),
- Akreditasyon süreçlerindeki değişime ayak uydurmak, sabit eğitim programlarından vazgeçmek, inovasyon döngüsüne dayanan eğitim programları,
- Yeni eğitim teknolojileri ve yaklaşımlarının kullanılması sanal simülasyon sistemleri (Artırılmış gerçeklik ile gerçek dünyanın entegrasyonu) ile zenginleştirilmiş eğitim programları gibi),
- Uzaktan eğitim teknolojileri ve bilgisayar tabanlı yeni öğrenme süreçlerinin uygulanması,
- Kişiselleştirilmiş eğitim ortamlarının devreye alınması.
4.Eğitim Devrimi’nde “Büyük Veri”yi En İyi İşleyen Kazanacak
Günümüzde akıllı ve öğrenebilen robotlar karanlık fabrikaların önemli işgücü pozisyonuna geliyor. İnanılmaz bir verimlilik, ekonomiklik ve hatasızlık ile kişiye özel üretim aşamasındayız. 4.sanayi Devrimi üretim ve tüketim kültürünü yeniden şekillendiriyor.
Büyük Veri (Big Data), yaşanan teknolojik ve dijital devrim sayesinde üretilen verinin inanılmaz hızla büyümesinin yanısıra veri kaynaklarının çeşitlenmesiyle (kayıtlar, dosyalar, dökümanlar, resimler, sesler ve videolar) birçok yeni ve devasa büyüklükte veri üretim ve tüketim için kullanılabilir duruma geliyor.
Üretilen veride meydana gelen bu yapısal çeşitlilik ve niceliksel artış, önceden kullanılan yöntemler ve teknolojilerle bu verilerin analiz edilmesini imkansızlaştırıyor. 4.Sanayi Devrimi, zorunlu olarak yeni veri analizi yöntemlerini de gerekli kılmıştır. Veri Madenciliği bu yöntemlerden biridir ve “eldeki verilerden üstü kapalı, çok net olmayan, önceden bilinmeyen ancak potansiyel olarak kullanışlı bilginin çıkarılması” anlamına gelmektedir. Sözkonusu kavramın eğitim bilimlerindeki paralel karşılığı ise Eğitsel Veri Madenciliği’dir.
Dolayısıyla, günümüzde eğitim ortamlarında da etkisini gösteren teknolojik gelişmeler, teknolojinin eğitime entegre olmasıyla birlikte eğitim alanında da büyük veri yığınlarının oluşmasını sağlamıştır. Eğitim alanındaki veri madenciliği çalışmaları büyük veri yığınlarında öğrencilere, öğretmenlere, idari personele ve eğitim kurumlarına faydalı olabilecek henüz keşfedilmemiş bilginin mevcut olduğu olgusundan yola çıkmaktadır. Bu nedenle, 4.Eğitim Devrimi eğitim ortamlarının tasarlanmasında bu veri yığınlarından elde edilecek bilgiler etkin rol oynayacaktır. Eğitimde gerçekleştirilecek veri madenciliği çalışmalarıyla; öğrenci akademik başarısı ve başarısızlıkları ile bunlara etki eden etmenlerin belirlenmesi, öğrenci profillerinin ortaya çıkarılarak bunlara göre öğrencilerin gruplandırılması, akademik başarısı düşük olan risk altındaki öğrencilerin nasıl desteklenebileceğinin belirlenmesi, öğrencilerin olası mezuniyet notlarının tahmin edilmesi gibi pek çok yeni bilgi üretilerek eğitimde nitelik patlamasına yol açılması şaşırtıcı olmaz.
Önümüzdeki 50 yıllık süre bu makalede yazdıklarımızı yaşama uygulayanlar ile uygulayamayanlar arasında kopuş mahiyetindeki yeni farklılıklara gebedir.
KAYNAKÇA:
- Ekvador’da Eğitim 4.0 ve pandemi sırasında ve pandemi sonrası Covid 19 sırasında eğitim sistemi üzerindeki etkisi; Aldo Vladimir Sabando Barreiro; EcuadorCuenca Katolik Üniversitesi, Ekvador; https://portal.amelica.org/ameli/journal/382/3822817007/html/
- Eğitimde Yeni Yönelimlerin Değerlendirilmesi ve Eğitim 4.0; Ercan Öztemel; Üniversite Araştırmaları Dergisi / Journal of University Research 2018
- http://www.izkocluk.com/egitim-4-0-nedir;15 Ağustos 2017
- https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/562758;Inesjournal; Uluslararası Eğitim Bilimleri Dergisi; Aralık 2015; Özkan Özbay