TURİZMDE DÜNYA VE TÜRKİYE GELİŞMELERİ 2000 – 2017 DÖNEMİ
Last Updated on 27/02/2024 by ahmet can ayışık
UNWTO, 1975 Yılında seyahat ve turizm alanında dünya turizmine katkı yapmak amacıyla kurulmuş “Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü”nün kısaltılmış adıdır (United Nations World Tourism Organisation). Merkezi Madrid’dedir.
UNWTO dünya turizminin gelişmesine yönelik yıllık verileri yayınlamaktadır. En son 2017 yılı verilerini (Tourism Highligts 2018 Edition) yayınlamıştır.
Turizm, 1940’lı yıllarda Batı Akdeniz’in kuzey kıyılarında sanayi toplumunun ve kentleşmenin getirdiği yaşam koşullarının insanları yönelttiği bir 20.YY etkinliğidir. O hale gelmiştir ki “bacasız sanayi” olarak da anılmaktadır.
Dünya ölçeğinde bakıldığında Fransa, İspanya ve İtalya turizmin başlangıcında da devamında da son derece önemli ülkelerdir. Bugün dünyada seyahat eden her 3 turistten biri sözkonusu bu ülkelerden birine gitmektedir.
Kuzey batı Akdeniz ülkelerinde başlayan bacasız sanayi turizminin zaman içinde güney doğu Akdeniz bölgesi ülkelerine ve Türkiye’ye doğru yaygınlık kazandığı görülmektedir.
Akdeniz çanağı ülkeleri bu anlamda bacasız sanayinin önemli ülkeleri olmayı sürdürüyorlar. Akdeniz çanağının başlangıçtaki turizm etkinliğinin en önemli unsurları güneş, deniz ve kum üçlüsü olarak özetlenebilir.
Başlangıcı bu üç unsura dayanan rahatlama ve dinlenme ihtiyacı, öncelikle batı Avrupa’daki büyük şehirlerde kurulu fabrika ve kapalı ofislerde bedensel – zihinsel olarak yorulan sanayi ve refah toplumu vatandaşlarının deyim yerindeyse bataryalarını yeniden doldurma ihtiyacıyla turizme yönelmeleriyle başlamış. Başlangıçta Akdeniz’in sahil kenarındaki tesisleşmeyle özellikle belirtilen bu 3 ülke ve Yunanistan tarafından karşılanan bu ihtiyaç sözkonusu ülkelerin turizm sektöründen çok önemli kazançlar elde etmelerini de mümkün kılmış.
Devamında, farklı olanı görme merakıyla ve tarih bilinciyle artan turizm güdüsü faktörleri ortaya çıkmış. Dünya ölçeğinde giderek daha da çeşitlenen ve yaygınlaşan bir turizm etkinliği sözkonusu hale gelmiş.
Sözgelimi kitlelerin katıldığı bir kültür turizminden, bir yeme-içme turizminden, bir kumar turizminden, bir spor/heyecan turizminden, bir fuar turizminden söz edebiliyoruz artık sıklıkla.
Günümüzün en önemli olgularından biri turizmin bir kitle hareketi halinde artarak sürüyor olması.
Bu çeşitlenme ve dönüşüm, turizmde konaklama tesisini ve deniz-kum-güneş üçlüsünü ana merkez olmaktan çıkartmış. Bunun yerine doğal ve kültürel farklılıkların görülmesinin asıl önemli faktör olduğu bir dönüşmüş bacasız sanayi etkinliği görüyoruz daha çok.
Bu çalışmamda ben Türkiye’nin dünya turizminden aldığı payın yıllar içinde ne şekilde değiştiğini irdeledim. Rakamların tamamı UNWTO’dan alındı.
Kullandığım rakamlar ile Türkiye kaynaklarını karşılaştırdığımda da aralarında bir takım farklılıklar bulunduğunu tespit ettim. Örneğin benim UNWTO rakamlarından hesapladığım Türkiye 2017 yılı turist başına ortalama harcama tutarı 598 ABD dolarıdır. Bu tutarı ülke kaynaklarımızı esas alarak hesaplamamız halinde maksimum %10 civarında bir sapma olabileceğini de belirtmem gerekiyor.
Dediğim gibi amacımız ülke ve bölgeler karşılaştırması yapmak olduğundan ben tek kaynaktan hareket etmenin daha doğru olacağı düşüncesiyle UNWTO rakamlarını esas aldım. Değerli okuyucunun çalışmayı okurken bu hususu dikkate almasını rica ediyorum.
Haydi başlayalım ve gelsin rakamlar…
2017 yılında dünya gelen turist sayısı 2010 yılından beri en yüksek seviye olan 1.3 milyar kişiye ulaşmış. Bu turistlerin ziyaret ettikleri ülkelere bıraktıkları harcama tutarı ise 1.3 trilyon ABD doları olmuş.
1- 2017 Yılı Dünya Turist Varış ve Gelirlerinin Bölgesel Dağılımı
Dünya ölçeğinde 2017 yılında gelen turist (varış) sayısında %39 ile en büyük payı Avrupa bölgesi almış. Onu %29 ile Asya/Pasifik ülkeleri ve %24 ile Amerika kıtası izlemiş. Dünya turist sayısının %92’si 2017 yılında bu 3 bölgeye gitmiş.
2017 Yılında turizm gelirlerinin bölgesel dağılımında da Avrupa bölgesi %51 pay ile lider durumda. Onu %24 ile Asya/Pasifik ülkeleri ve %16 ile Amerika kıtası izliyor. Sözkonusu 3 bölgenin 2017 yılındaki dünya turizm gelirlerindeki paylarının toplamı da %91.
2- 2017 Yılı Dünya Turist Varış ve Gelirlerinde İlk 10 Ülke Sıralaması
2017 Yılı gelen turist sayılarına göre ilk 10 ülkeyi aşağıda gösterdim. Türkiye 37.6 milyon turist varışı ile 8.sırada. Dünya turist varışlarındaki payı ise %2,84.
Turist varış sayısına göre ilk 10 ülkeye gelen turist sayısı toplamı 552 milyon kişi ve bu toplamın dünya turist varışları sayısındaki payı %42. İlk 10 ülke içinde en büyük pay yaklaşık 87 milyon turist varışı ile Fransa’ya ait. Fransa’nın 10 ülke içindeki payı %15,74; dünya turist varışlarındaki payı ise %6,55.
Turist varış sayıları kadar önemli bir diğer sıralama da toplam turizm gelirlerine göre yapılmalı. Hatta bu sıralama daha da önemli.
Bakalım o zaman…
2017 Yılında dünya turizm gelirlerine ilk 10 ülke aşağıdaki gibi sıralanmış.
ABD 210 milyar ABD dolarlık gelir ile sözkonusu 10 ülke toplamının yaklaşık %33’ünü, dünya turizm gelirinin ise yaklaşık %16’sını tek başına almış. Onu İspanya ve Fransa izlemiş.
Ne yazık ki turist varışlarında ilk 10’a giren Türkiye, gelir sıralamasında ilk 10’a girememiş.
Yukarıdaki her iki tabloyu birlikte değerlendirdiğimizde; İspanya’nın hem gelir hem de gelen turist sayısına göre yapılan hesaplamada 2.durumda olduğunu, Fransa’nın sayı olarak 1’inci, gelir olarak 3’üncü; ABD’nin sayı olarak 3’üncü, gelir olarak 1’inci durumda bulunduğunu anlıyoruz. Turist sayısında bu 3 ülkeyi birlikte düşündüğümüzde dünya gelen turist sayısındaki payları %19, dünya turizm gelirlerindeki payları ise %25.
3- 2017 Yılı Verilerine Göre Seçilmiş Ülkeler Turist Başına Ortalama Gelir Karşılaştırması
Yukarıdaki iki farklı kritere göre iki farklı tablo oluşturduktan ve bu tabloları kısaca değerlendirdikten sonra bir anlamda ülkelerin turizm verimliliğini gösteren üçüncü bir kritere göre ülke performanslarına bakmamız gerekiyor.
Yani “turist başına sağlanan ortalama gelir” tutarlarını hesaplamalı ve buna göre ülkeleri karşılaştırmalıyız. Böylece turist başına ülke verimliliklerini de ortaya koymuş oluruz.
Aşağıdaki tabloyu bu amaçla hazırladım. Tabloyu çok uzatmamak adına sadece önemli büyüklüğü olan ve ilgi çekebileceğini düşündüğüm ülkeleri seçtim.
En sağdaki “Türkiye’ye Göre Turist Başına Gelir Farkı” sütunundaki %100’ün üzerindeki oranlar o ülkenin turist başına verimliliğinin Türkiye’den ne kadar yüksek olduğunu, altındaki oranlar ise ne kadar daha düşük verimlilik sözkonusu olduğunu gösteriyor.
Tabloda Türkiye’nin yaklaşık 600 ABD Dolarlık ortalama turist başına gelir ile oldukça alt sıralarda yer aldığını anlıyoruz. Yani turist başına verimliliğimiz aslında düşük.
Fransa hariç, toplam gelirde ilk 10’a giren ülkelerin tamamı turist başına ortalama gelirde 1.000 ABD Dolarını aşmış durumda. Fransa ise yaklaşık 87 milyon turist varışı (Türkiye 38 milyon kişi) ve 699 ABD dolarlık turist başına ortalama gelir ile gerçekten bir sürümden kazanma (düşük verim yüksek volüm) örneği.
Tablonun en başındaki Avustralya turist başına 4.739 ABD dolarlık ortalama gelirle ülkemizin yaklaşık 8 katı, ABD 2.731 ABD dolarlık ortalama gelirle yaklaşık 5 katı, daha alt sıralardaki İsviçre ve Belçika yaklaşık 3 katı, Romanya, Hollanda ve Norveç yaklaşık 1.5 katı turist başına ortalama gelir elde edebiliyor. Sözkonusu ülkelerin turist başına verimlilik seviyeleri ülkemize göre yüksek düzeyde. Bunu görüyoruz.
Aşağıdaki tabloda “Macao” diye bir yer dikkatinizi çekebilir. 1887 yılında Çin tarafından Portekiz’e bırakılan ve bir süre Portekizli bir vali tarafından yönetilen Macao’nun yönetimi 1999 yılında yeniden Çin’e geçmiştir ve bölgenin %99’u Çinlilerden oluşmaktadır. UNWTO istatistiklerinde Çin, Macao ve Hong Kong 3 ayrı bölge olarak izlenmektedir.
4- 2000-2017 Döneminde Dünya Turist Varışları ve Gelirlerinin Bölgesel Dağılımı
Gelin şimdi de turistik varışların (gelen turist) gelir ve turist sayısı olarak bölgesel dünya dağılımı nasıl oluşuyor ona bakalım. UNWTO bölgesel dağılım verilerini Afrika, Amerika, Asya/Pasifik, Avrupa ve Orta Doğu olarak 5 bölge olarak izlediğinden ben de bu bölgeleri esas aldım.
Önce gelirlerin bölgeler itibariyle dağılımı ve 2000 yılından itibaren değişimini görelim.
Turizm gelirlerinde 2000 yılına göre en büyük artışı %450’lik oran ile Asya/pasifik bölgesi sağlamış. Bölgenin dünya turizm gelirlerindeki payı da bu doğrultuda %18’lerden %29’lara yükselmiş. Buna karşılık belirtilen dönemde %221 büyüme sağlayan Avrupa bölgesinin gelir payı %49’dan %39’a, Amerika kıtasının payı %28’den %24’e gerilemiş. Afrika ve Orta Doğu bölgeleri de toplam payları bu saydığım bölgelere göre küçük kalsa da pay artışı yaşayan bölgeler olmuş.
Bölgelere göre payların seyrini aşağıdaki grafikte daha rahat izleyebilirsiniz.
Yukarıda gelir olarak verdiğimiz bölgesel dağılıma gelen turist sayısı yönünden baktığımızda da durum aşağıdaki gibi.
Yani, gelen turist sayısında en büyük artış Asya/Pasifik bölgesinde gerçekleşmiş. Bu bölgenin dünya turist varışlarındaki payı %17’den %24’e yükselmiş. Buna karşılık Amerika kıtasının payı %18’den %16’ya, Avrupa bölgesinin payı ise %58’den %51’e düşmüş.
Turizmdeki yükselen trendin Asya/Pasifik, Afrika ve Orta Doğu ülkeleri olduğu, Avrupa bölgesinin düşüş trendinde de olsa, halen dünya turist sayısının yarısını alarak en önemli bölge olmayı sürdürdüğü anlaşılıyor. Bu durum aşağıdaki grafikte de çok net izlenebiliyor.
5- 2000-2017 Döneminde Türkiye’nin Turist Varışları, Gelirleri ve Turist Başına Ortalama Gelir Rakamlarının Gelişimi
Türkiye’nin 2000 – 2017 dönemindeki turizm performansına gelince ne görüyoruz?
Bakalım…
- Gelen turist sayısı 2000 yılında 9,6 milyon kişiden 2017 yılında 37,6 kişiye yükselerek %392 artış,
- Turizm geliri 2000 yılında 7,6 milyar ABD dolarından 2017 yılında 22,5 milyar ABD dolarına yükselerek %296 artış,
- Turist başına ortalama gelir 2000 yılında 792 ABD dolarından 2017 yılında 598 ABD dolarına düşerek %24 düşüş
oluşmuş.
Türk turizminin artan turist gelir ve sayısına rağmen bir verimlilik kaybı yaşadığı açık ve net olarak görünüyor. Düşük verimlilik ile turizmden yüksek gelir elde edilebilir mi?
Evet edilebilir. Bir kısım Avrupa ülkelerinde de bu olguyu görüyoruz. Ancak, bunu yapabilmek için turist sayısında çok daha büyük artışların sağlanmasına ihtiyaç var. O zaman turist sayısında olduğu gibi turizm gelirlerinde de ilk 10 ülkenin içine girilebilir. Yukarıda gördük, Fransa örneği de böyle…
Anadolu coğrafyası,geçmişten bugüne Akdeniz ve Karadeniz, İslam ve Hıristiyanlık, Doğu ve Batı kültürlerinin değişmez kesişme noktası olma özelliğini taşıyan çok önemli bir konumdadır.
Bu topraklar Osmanlı ve öncesinin tarihsel/kültürel mirasının sentezlendiği topraklardır. Göbeklitepe gibi inanılmaz tarihsellikler barındırmaktadır. Üzerinde İslam coğrafyasının en önemli ekonomik gücü olan Türkiye Cumhuriyeti yaşamaktadır. Geleneksel turizm öğeleri olarak deniz-kum-güneş üçlüsünün cömertçe ihsan edildiği Akdeniz (Ege) kıyılarına sahiptir.
Batı kültürünün Doğu’yu ve İslam kültürünü en kolay, en güvenli ve standartlarına en uygun bir biçimde yaşayabileceği en önemli coğrafya Anadolu’dur. Türk turizmi bu farklılığı iyi anlamak, günümüz beklentileriyle uyumlu turizm ürünlerine dönüştürebilmek ve sunabilmek durumundadır.
Yaklaşık 80 yıl önce başlayan turizm son 40 yılda köklü değişimlere uğramıştır. Konaklama işletmesi turizmin merkezi olmaktan çıkıp bir araç haline dönerken, her türden farklılıklar (doğal, kültürel) ve özgün çevre ön plana çıkmaya başlamıştır. Turizm alanında kalıcı başarı, talebi doğrudan etkileyen değişimleri iyi analiz edip, bu değişimlerle uyumlu arz stratejilerinin uygulanabilmesiyle olasıdır.
Giriş kısmında yazdığımı tekrarlıyayım.
Konaklama işletmesi giderek turizmin merkezi olmaktan uzaklaşmakta ve sadece bir turizm aracı niteliğine dönüşmektedir. Doğal, kültürel ve tarihsel farklılıklar ile özgün çevre odaklı dönüşen bir dünya turizmi ortaya çıkmaktadır.
Türk turizminin dönüşen turizm gerçeğini doğru algılamasını ve benzerlikler yerine farklılıklara odaklanan bir turizm stratejisiyle gelecekte kendisini dünya turizminden çok daha büyük pay alacak şekilde konumlandırmasını diliyorum.