BANKACILIK SİSTEMİEKONOMİ-FİNANSPDF İÇERİK

IMF – ZOMBİ FİRMALARIN YÜKSELİŞİ – TÜRKİYE LİDER -PDF

Last Updated on 15/06/2024 by ahmet can ayışık

blank

 

Son günlerde Türk basınında IMF’nin  16 Haziran 2023 tarihli “Yürüyen Ölülerin Yükselişi: Dünyadaki Zombi Firmaları” başlıklı bir bilimsel çalışmayı yayınlaması gündemde. Bruno Albuquerque ve Roshan Iyer tarafından kaleme alınan sözkonusu rapora göre Türkiye, 1997-2020 özel şirketler arasında en fazla zombi şirket oranına sahip ülke olmuş!

Türk medyasında yayınlanan çalışma ile ilgili çeşitli alıntılar haberleştiriliyor, önceden olmadığı kadar yazılıyor. 2020 yılında yayınladığımız ve hatta 2023 Ocak ayında güncellediğimiz “Türk bankacılık Sektöründe Yüzdürülen Krediler Sorunu Büyüyor” başlıklı makalemizde zombi şirketler olgusuna yer verdiğimizi okuyucumuz hatırlayacaktır. Bu nedenle, yabancımız olmayan konu hakkındaki bu yeni çalışmanın özetini de sizlerle paylaşıyoruz. Raporun tamamının PDF’si ise yazımızın sonunda…

Zombi şirketler için benim sevdiğim kısa tanım, “aslında batmış, fakat batmış olduğu gizlenen şirketler” şeklindedir. Şirketlerin batmış olduğunun gizlenmesinin ülke siyasetçileri, krediyi verenler ve şirket yöneticilerinden kaynaklanan çeşitli nedenleri vardır. Bir kısmı finansal ve ekonomik, bir kısmı siyasal ve şahsidir. Bazen, yetersiz mevzuat ve denetleme eksiklikleri de bu tür şirketlerin gizlenmesine yardım edebilir. Zombi şirketleri yaşar gibi göstermenin ana yolu bizim “yüzdürülen krediler/firmalar” dediğimiz şeydir. Yüzdürülen kredi/firma, banka bilançolarında sağlıklı kredi/firma olarak gösterilmeye devam edebilmesi için sürekli kredi enjeksiyonuna gerek duyulan kredi/firma anlamındadır. Zombileşmiş şirketler, ancak kullandıkları kredilerin faizlerini zorlukla ödeyerek varlıklarını sürdürebilirler. Yüzdürülen kredi/firmaların önemli kısmı, aslında zombileşmiş firmalardır ve bu tür firmalar ekonomi için verimsizliktir, vergi ödeyenler için ilave yüktür, kredi kullandıran halka açık finans kuruluşunun hissedarlarından saklanan bilgi, katma değeri yüksek diğer şirketler için de kredi pastasından daha az yararlanabilme olanağı demektir.

Bir kısım banka yöneticileri, ki bunların önemli kısmı o krediyi kullandıranlardır, zombi firmaları beslemekte kişisel menfaat gördüklerinden bu tür firmalara kredi akışını kesmezler, kesemezler. Keserlerse verdikleri kredi battığından başarısız olarak değerlendirilmekten korkarlar. Bir kısım banka sahipleri de banka bilançolarının daha güzel görünmesi için bu tür yaklaşımlara ses çıkarmazlar. Başarılı bankacı, başarılı yönetici, başarılı banka imajı adına üstü örtülen bir kredi bataklığıdır yani burada sözkonusu olan. Bir kısım ülkelerdeki siyasal otoriteler ve denetim kurumları ise ülke ekonomisinin önemli bir sağlık göstergesi olan bankacılık sektöründe sorun varmış gibi görünmesini istemedikleri için buna yönelik düzenlemeler yapar ve öyle davranırlar. Sonuçta, banka bilançolarını topladığınızda elde ettiğiniz ülke ekonomisinin toplulaştırılmış banka bilançosu da ülkeyi yönetenlerin başarılı ekonomi imajını etkiler bir faktördür. İş insanlarına gelince, hileli iflasa başvuranlar dışında hiçbir dürüst iş insanı sermaye yatırdığı bir işi batırmak istemez doğal olarak. Bütün bu saydıklarımın örtülü bir işbirliği sözkonusu olduğundaysa zombi firma oranının yükseliyor olması şaşırtıcı değildir.

Dönelim IMF çalışmasına…

Zombi şirketler, literatürde genellikle finansal sıkıntı içinde olan ve kar edemeyen şirketler olarak tanımlanır. Sözkonusu araştırmada da buna paralel olarak, en az 2 yıl üst üste:

  • 1’in altında bir faiz karşılama oranı,
  • aynı sektördeki medyan değerin üzerinde bir kaldıraç oranı ve
  • negatif reel satış büyümesi

olan şirketler zombileşmiş şirketler olarak değerlendiriliyor. Evet, zombi şirketler “riskli, verimsiz ve sürdürülemez olan, ancak, büyük olasılıkla borç verenlerin (bankalar, yatırımcılar veya hükümetler) yanlış tahsisli teşvikleri kapsamında devam eden desteği sayesinde temerrüde düşmekten kaçınmayı başaran firmalardır.”  Araştırma, bize  bu tür firmaların oranının bütün dünyada artmakta olduğunu söylemektedir. 

Konunun dışındaki okuyucu için çalışmada zombi şirketleri belirlemede esas alınan 3 kriterin ne anlama geldiğini biraz daha açıklamalıyım.

Faiz karşılama oranı, bize bir şirketin kısa ve uzun vadeli borçlarını ödeyebilme gücünü gösteren en önemli oranlardan biridir.  Bu oran normalde şirketin faaliyet karının, o şirketin faiz giderlerinin kaç katı olduğunu gösterir. Ancak, zombileşen şirketlerde bu oran 1’in altına düşer. faiz karşılama oranı, FVÖK’ün (Faiz ve vergiler öncesi kazanç) faiz giderlerine oranı olarak hesaplanır. Firmaların faiz giderlerini karşılamak için yeterli iç nakit akışı oluşturamamaları durumu bizim için tipik olarak daha yüksek temerrüt risklerinin olduğu anlamına gelir.  

FVÖK dediğimiz faiz ve vergi öncesi kazanç ise “Net Satış Gelirleri – Satışların Maliyeti – Faaliyet Giderleri” şeklinde hesaplanır.

Finansal Kaldıraç Oranı veya kaldıraç oranı, borç oranı olarak da adlandırılır. İşletmelerin borçluluklarını gösterir. Borç toplamlarının toplam pasife oranlanması ile hesaplanır.

Finansal Kaldıraç Oranı :  [Kısa Vadeli Yab. Kay. + Uzun Vadeli Yab. Kay.] / Pasif Toplamı

Finansal kaldıraç oranının genellikle 0,50’den az olması beklenir. Kaldıraç oranının 0,50’den yüksek olması riskli denilirse de daha doğru olarak değerlendirilmesi için firmanın içinde bulunduğu sektörün ortalama borçluluk oranı ile karşılaştırılması gerekir.

Negatif reel satış büyümesi dediğimiz zaman anlaşılması gereken, bir firmanın yıllık satış büyümesinin enflasyona göre düzeltilmiş halinin eksi, negatif olmasıdır.

IMF çalışmasına devam edelim…

Zombi şirket kavramının, yalnızca borçlarının faizini ödeyecek kadar nakit üreten şirketleri tanımlamak amacıyla Japonya’da ortaya çıktığı vurgulanıyor. Bilindiği gibi 1991 yılı sonlarında, Japon varlık fiyatı balonunun çökmesinden sonra, Japon bankaları zayıf ve başarısız şirketleri iflas ettirmek yerine, desteklemeye devam etmişlerdi. Kavram, “2008 Küresel Mali Krizi” ile yeniden popülerleşti ve “ABD Sorunlu Varlıkları Kurtarma Programı” bu kavramı kurtarılan şirketleri tanımlamak için kullanmaya başladı. Çalışmada, yukarıda yazdığımız gibi son 20 yılda gelişmiş ekonomiler ve gelişmekte olan pazarlarda, zombi şirket oranlarının yükseldiği, özellikle dünya finans krizi ve Covid-19 pandemisinden sonra bu artışın hızlandığına yer veriliyor. Aşağıdaki grafikte bu durumu göstermişler. Maviler halka açık şirketleri, yeşiller olmayanları kapsıyor.

 

blank

 

Sözkonusu raporda, 1997-2000 döneminde dünya çapında halka açık olmayan(özel) zombi şirketler hakkında yeni bir veri seti kullanılarak hesaplama yapıldığı belirtilirken, Türkiye’nin bu kategoride, %13’ü geçen zombi şirket  oranıyla en yüksek zombi şirket oranına sahip ülke olduğu belirtiliyor(sayfa 48). Türkiye’nin ardından Endonezya, Romanya ve Rusya geliyor. Halka açık şirketler kategorisinde ise Türkiye’nin 21’inci en çok zombi şirket payına sahip ülke durumunda olduğu görülüyor. Halka açık şirketlerle yapılan hesaplamada en çok zombi şirket oranına sahip ülke Ürdün olurken, onu Güney Kıbrıs ve Yunanistan izliyor.

Çalışmanın Türkiye için en önemli grafiği aşağıda. Özel firmalardaki zombileşme oranında liderlik Türkiye’nin!

 

 

Zombi firmalar ülkeler dağılımı grafik. Özel firmalar.

 

Zombi şirketleri yaratan zombileşmiş yönetimlerden kurtulmuş bir dünya diliyorum. Orijinal raporun tamamı aşağıda.

 

 

 

 

 

 

blank

 

 

 

 

 

 

 

blank
A.Can Ayışık