EMPERYALİZM VE SAVAŞ

BÜYÜK İSRAİL STRATEJİSİ VE TEVRAT İLİŞKİSİ

Last Updated on 16/06/2024 by ahmet can ayışık

 

blank

Osmanlı Devleti’nin Filistin topraklarında kaybettiği Gazze savaşları sonrasında Aralık 1917 içinde Kudüs de kaybedilir. Ardından, İngiltere’nin desteği ile yeni İsrail Devleti şekillenir. Kudüs ve çevresinde Yahudi yerleşimcilerinin sayıları artırılır, Filistinlilerden toprak satın alınır ve 1948 yılında İsrail Devleti kurulur. Bölgedeki Arap devletleri bu gelişmeye başlangıçta direnir. O zaman komünist Sovyetler Birliği bu Arap ülkelerini, ABD ve Batı ise İsrail’i destekler. İsrail Arap devletleri ile savaşır, onları sürekli yenerek Ortadoğu’da varlığını güçlendirir.

Bütün bu gelişmeler içinde İsrail için kaynağını TEVRAT’tan alan VAAD EDİLMİŞ topraklar kavramı her zaman varlığını korumuştur. 

Bu düşüncenin kaynağı ise Tevrat’ta yer alan şu sözlerdir:

“…Mısır Irmağı’ndan büyük Fırat Irmağı’na kadar uzanan bu toprakları –Ken, Keniz, Kadmon, Hitit, Periz, Refa, Amor, Kenan, Girgaş ve Yevus topraklarını– senin soyuna vereceğim (Tekvin, Bölüm 15: 1221)…”

“…Ey Musa, İsraillilere de ki, mülk olarak size düşecek Kenan ülkesine girince, sınırlarınız şöyle olacak:  Güney sınırınız Zin Çölü’nden Edom sınırı boyunca uzanacak. Doğuda, güney sınırınız Lut Gölü’nün ucundan başlayacak, Akrep Geçidi’nin güneyinden Zin’e geçip Kadeş Barnea’nın güneyine dek uzanacak. Oradan Hasar Addar’a ve Asmon’a, oradan da Mısır Vadisi’ne uzanarak Akdeniz’de son bulacak. Batı sınırınız Akdeniz ve kıyısı olacak.  Kuzey sınırınız Akdeniz’den Hor Dağı’na dek uzanacak. Hor Dağı’ndan Levo Hamat’a, oradan Sedat’a, Zifron’a doğru uzanarak Hasar Enan’da son bulacak. Kuzeyde sınırınız bu olacak. Doğu sınırınız Hasar Enan’dan Şefam’a dek uzanacak. Sınırınız Şefam’dan Ayin’in doğusundaki Rivla’ya dek inecek. Oradan Kinneret Gölü’nün doğu kıyısındaki yamaçlara dek uzanacak. Oradan Şeria Irmağı boyunca uzanacak ve Lut Gölü’nde son bulacak. Her yandan ülkenizin sınırları bu olacaktır (Tevrat/Tekvin, Bölüm 34: 1/13)…”

 “…Kulum Musa öldü. Şimdi kalk, bütün halkla birlikte Şeria Irmağı’nı geç. Size, İsrail halkına vereceğim ülkeye girin. Musa’ya söylediğim gibi, ayak basacağınız her yeri size veriyorum. Sınırlarınız çölden Lübnan’a, büyük Fırat Irmağı’ndan –bütün Hitit ülkesi dahil– batıdaki Akdeniz’e kadar uzanacak. Yaşamın boyunca hiç kimse sana karşı koyamayacak; nasıl Musa ile birlikte oldumsa, seninle de birlikte olacağım (Tanah/ Yeşu, Bölüm 1:1/9)…”

Tevrat’taki bu bilginin günümüzde hedeflediği alan: Nil nehri ile Fırat nehrini kapsayan toprakların Yahudiler için ele geçirilmesi gereken kutsal topraklar olması veya mevcut şartlarda en azından kontrol edilmesi gereken coğrafya olduğudur.

İsrailli akademisyen İsrael Shakak’a göre (yeni İsrail stratejisinin fikir babası da denir) Nil’den Fırat’a kadar uzanan toprak parçası, Mısır’ın başkenti Kahire’den Türkiye’nin incisi Van’a kadar uzanmaktadır:

“…Güneyde tüm Sina yarımadası ve buna ek olarak Kuzey Mısır’ın Kahire’ye kadar uzanan bir parçası; doğuda Ürdün’ün tamamı ve Suudi Arabistan’ın kuzey bölgesi; Kuveyt’in tümü ve Irak’ın çok büyük bir bölümü; kuzeyde Lübnan’ın ve Suriye’nin tamamı, buna ek olarak Türkiye’nin Van Gölü’ne kadar uzanan büyük parçası ve batıda Kıbrıs…”

İsrail devletinde bu sınırlar üzerinde çeşitli araştırmalar yapılmakta, istihbarat servisleri bu konuda özel raporlar hazırlamakta, kitaplarda, atlaslarda bu harita öğrencilere sunulmaktadır. Örneğin okullarda dağıtılan bir bildiride konuyla ilgili şu ifadelere yer verilmektedir: Biz burada en uygun yayılma yönteminden bahsediyoruz… Politik açıdan (kuzeyde) ulaşmamız gereken sınır Fırat ve Dicle nehirleridir. Bu Yahudi şeriatında yazılıdır. Dolayısıyla bu konuda herhangi bir anlaşmazlık olamaz. Tartışılabilecek tek konu, bunun nasıl hayata geçirileceğidir (Büyük İsrail Stratejisi, araştırma, s.21, Hikmet Erdoğdu, IQ Kültür Sanat Yayıncılık, 2005).

Nil-Fırat kutsalı Yahudi din kitaplarında yer almakta ve İsrail devleti bu kutsal amacı, açıktan veya örtülü bir şekilde uzun vadeli devlet stratejisine dahil etmek için gayret göstermektedir. 

Yahudi kutsal kitabı Tanah’ta geçen “Vaat Edilmiş Topraklar” konusunu Türk çocukları bilmek, anlamak ve kendi uzun vadeli devlet stratejilerini bu konuyu da dikkate alarak oluşturmak zorundadır.

Zaten, Tanrı tarafından İsrailoğullarına bahşedildiği kutsal kitaplarında yazan İsrail devletinin Nil’den Fırat’a kadar uzanan kutsal toprakları kapsayan bir uzun vadeli stratejisinin olamayacağını varsaymak, en azından önemli bir hata olurdu. Çünkü, onlara göre Nil’den Fırat’a bu topraklar İbrahim soyunun doğduğu, yaşadığı, göç ettiği ve sürgüne gittikleri topraklardır.

Bugün, İsrail’in kurulma döneminde sözkonusu olan güç dengeleri tamamen değişmiştir. Sovyetler dağılmış, ABD İsrail’in en yakın stratejik ortağı olmuş, bölgedeki planlarında İsrail’in güvenliğini birincil öncelik yapmıştır. Zamanında İsrail ile savaşan Arap ülkeleri ehlileştirilmiş, güçsüzleştirilmiştir. Günümüzde İsrail’in ve ABD’nin PKK-YPG-PYD veya İŞİD gibi aktör terörist örgütler yaratmasında/desteklemesinde İsrail ve petrol güvenliği en önemli gerekçedir. İsrail devletinin büyütülmek, daha da güçlendirilmek istendiği eskilerin deyimiyle yazalım; izahtan varestedir!

Siyonist Yahudilik ve Evanjelist Hristiyanlık birlikte Batı kapitalizminin gücünün bölgede devamı ve dünya egemenliğinin kaybedilmemesi için çalışmaktadır. İslam alemi ne yazık ki derin uykudadır ve bu yöndeki operasyonlara karşılık verebilecek stratejiler geliştirebilecek devlet kapasitesine sahip değildir.

büyük israil harita

Bu anlamda, Türkiye’de meydana gelen son depremlerin “Vaat Edilmiş Topraklar” sınırları içindeki nüfus değişimi üzerindeki etkisi çok önemlidir. Bu bölgedeki Türk nüfusunu azaltacak deprem gibi felaketlerin, Türk devletinin bu bölgedeki Türk nüfusu oransal/mutlak olarak azaltabilecek her projesinin, örgütlü terör gibi her eylemin veya ekonomik güçlük gibi her faktörün, vaat edilmiş topraklardaki Türk varlığını etkilediğinden stratejik beka sorunu olarak görülmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Belirtmek isterim ki, bu yazıda İsrail vatandaşları kötülenmemektedir. “bilgedunyali.com” etnik ve dinsel temelli düşmanlık üretmek için yayın yapmamaktadır. Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlık tanımına tam bağlıyız. Ancak, tarihi de dini inanışların emperyalist stratejiler üzerindeki etkilerini de biliyoruz. Bu tür stratejilerin şanlı Türk Devleti üzerindeki yıpratıcı etkilerinden vatanımızın korunması için Türk çocuklarının uyarılması birincil amacımızdır.

Ek Bilgi:

Tora(Tevrat) ve Neviim hakkındaki bu bölüm Prof.Dr.Durmuş Arık’ın,  Açık Erişim Ders Notları’ndan alıntılanmıştır.

Tanah, Tevrat ve Zebur’u da içeren Yahudi dininin kutsal kitabıdır. Tanah kitabı üç bölümden oluşur:

  • Tora (Tevrat)
  • Neviim (Peygamberler)
  • Ketuvim (Kitaplar)

Tanah ismi; “TaNaH” Tora-Neviim-Ketuvim bölümlerinin baş harflerinin (TNK) bir araya gelmesiyle oluşmuştur.

Yahudiliğin kutsal metinleri, yazılı ve sözlü olmak üzere iki kısma ayrılmaktadır. Yazılı kutsal metinler, Türkçe’de Eski Ahit (Eski Antlaşma) olarak bilinen Tanah adıyla anılmaktadır. Tanah; Tevrat (Tora), Peygamberler (Neviim) ve Kitaplar (Ketuvim) bölümlerinden meydana gelmektedir. Tanah, bu üç bölümün İbranice isimlerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır. Bu bölümler toplam 24 kitap içermektedir. Hıristiyanların elindeki Tanah ise 39 kitaptan oluşmaktadır. Bu farklılık, Tanah’taki kitapların tasnifinden kaynaklanmaktadır. Tanah’ı Eski Ahit (Old Testament) adıyla kutsal kitapları arasında yer veren Hıristiyanlar kendi teolojilerine göre bu kitabın içeriğini yeniden düzenlemişlerdir. Yahudilerin elindeki Tanah Tarihler (Divrey Hayamim) adı verilen kitapla, Hıristiyanların elindeki Tanah ise peygamber Malaki’nin kitabıyla biter. Malaki, Yahudi peygamberlerinin sonuncusudur. Malaki kitabını sona koymakla Hıristiyanlar, peygamberliğin sona erdiğini ve Tanrının İsa Mesih’i yaşayan kelam olarak gönderdiğini, dolayısla Yahudiliğin Hıristiyanlıkla neshedildiğini anlatmak istemişlerdir.

Tevrat (Tora)

Yahudiler Tevrat’a ibranice Tora derler. Yahudi kültüründe Tora terimi öğreti, doktrin, kılavuz, teori, hüküm, kanun, din gibi anlamlara gelir. Bu terim, Hz. Musa’nın kitabına isim olarak kullanıldığı gibi Tanah, Mişna ve onun yorumu olan Gemara ve hatta din bilgini rabbilere ait bütün eserler için de kullanılır. Yahudi geleneğine göre bütün bu külliyat Hz. Musa’ya Sina’da verilmiş ve öğretilmiştir. Tora, kutsal kitap söz konusu olduğunda, Tanah’ın ilk beş kitabını ifade eder. Tevrat’ın (Tora) rulo halindeki el yazması nüshasına Sefer Tora, kitap halindeki nüshasına Humaş veya Hamişa Humşey Torah (esfar-ı hamse) denir. Tevrat’ın her iki nüshası da Tekvin, Çıkış, Levililer, Sayılar ve Tesniye kitaplarından oluşur. Bu beş kitapta, yaratılıştan Hz. Musa’nın vefatına kadar geçen olaylar kronolojik bir düzende anlatılır ve Yahudilerin uyması gereken yasalar (mitzvot) belirtilir.

Peygamberler (Neviim)

Tanah’ın ikinci bölümü Peygamberler’de yer alan kitaplar, İsrailoğullarının tarihinden söz eder. Tarihî ve dinî olaylar kronolojik düzende ele alınır. Peygamberlerin uyarılarından ve kehanetlerindan söz edilir. Yahudiler bütün bu kitapların Tanrı tarafından vahyedildiğine inanırlar. Peygamberler bölümünde yer alan 8 kitap şunlardır: Yeşu, Hakimler, Samuel, Krallar, İşaya, Yeremya, Ezekiel, Oniki Küçük Peygamber.

Yayınladığımız benzer kaynaklar için:

ORTADOĞU’DA KALICI BARIŞ MASALDIR-EVANJELİZM-BEYAZ SARAYIN GİZLİ DİNİ PDF

İSRAİL VE EVANJELİK HIRİSTİYANLARDA ARMAGEDDON BEKLENTİSİ PDF

ZEYTİNDAĞI FALİH RIFKI ATAY PDF

HİNDİSTAN AVRUPA TİCARET KORİDORU PROJESİ İÇİN GAZZE’NİN ÖNEMİ-RUSYA ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ ANALİZİ

blank

blank
A.Can Ayışık