ATATÜRK VE TÜRK DEVRİMİ

10 KASIM – MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN VEFATI İLE İLGİLİ İSMET İNÖNÜ’NÜN MESAJI

Last Updated on 20/03/2024 by ahmet can ayışık

blank

 

 

 

 

Tüm dünya, 10 Kasım’da Ulu Önder Atatürk’ü kaybetmenin hüznünü yaşadı. Silah arkadaşı, başkumandanı, siyasette yıllarca birlikte çalıştığı önderini kaybeden İnönü’nün hüznü ise bambaşkaydı. Onların arkadaşlığı çok gerilere gidiyordu.

Albay İsmet’in Mustafa Kemal ile kıt’a arkadaşlığı Çanakkale Savaşları’ndan hemen sonra başladı. Albay İsmet, onun emrinde önce İkinci Ordu Kurmay Başkanı, daha sonra da Kolordu Komutanı olarak çalıştı. Mustafa Kemal ile Albay İsmet’in cephedeki bu yakın çalışmaları, birbirlerinin karakterini ve düşünce yapısını tanımak açısından önemlidir.

Bu arkadaşlık bağının, daha sonraki yıllarda Milli Mücadele ve yeni devletin kuruluşunda önemli etkileri oldu. Albay İsmet, İstanbul’la bütün bağlarını kopararak 3 Nisan 1920’de Ankara’ya geçti ve bu tarihten Kurtuluş Savaşı’nın sonuna kadar Mustafa Kemal Paşa’nın sağ kolu olarak görev yaptı.

Mustafa Kemal’in ona duyduğu güven nedeniyle Kurtuluş Savaşı’nın ardından önce ateşkes görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Mudanya’ya, sonra da Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesini masa başında vereceği Lozan’a gönderildi.

Atatürk’ün vefatının ardından -öncesinde olduğu gibi-  İsmet İnönü’nün de  siyaset yaşamında Türk Devleti’ne çok önemli hizmetleri oldu.

Türk Ulus Devleti’nin kuruluşunda canlarını ve kanlarını ortaya koymuş her iki değerli kurucumuzun, tüm şehit ve gazilerimizin ruhları şad olsun.

En derin saygımla paylaşıyorum…

 

Büyük Türk Milletine,

 

Bütün ömrünü, hizmetine vakfettiği sevgili milletinin ihtiram kolları üstünde Ulu Atatürk’ün fani vücudu, istirahat yerine tevdi edilmiştir. Hakikatte yattığı yer, Türk milletinin onun için aşk ve iftiharla dolu olan kahraman ve vefalı göğsüdür.

 

Atatürk, tarihte uğradığımız en zalim ve haksız itham gününde meydana atılmış, Türk milletinin masum ve haklı olduğunu iddia ve ilan etmiştir. İlk önce ehemmiyeti kavranmamış olan gür sesi, asla yıpranmayan bir kuvvetle, nihayet bütün cihanın şuuruna nüfuz etmiştir.

 

En büyük zaferleri kazandıktan sonra da Atatürk, ömrünü yalnız Türk milletinin haklarını, insaniyete ezeli hizmetlerini ve tarihe hak ettiği meziyetlerini ispat etmekle geçirmiştir. Milletimizin büyüklüğüne, kudretine, faziletine, medeniyet istidadına ve mükellef olduğu insaniyet vazifelerine sarsılmaz itikadı vardır.

 

blank

 

“Ne mutlu Türk’üm diyene!” dediği zaman, kendi engin ruhunun, hiç sönmeyen aşkını en manalı bir surette hulasa etmiş idi. Fena zihniyet ve idare ile geri bırakılmış Türk cemiyetini, en kısa yoldan insanlığın en mütekamil ve en temiz zihniyetleriyle mücehhez modern bir devlet haline getirmek, onun başlıca kaygısı olmuştur. Teşkilat-ı Esasiye’mizde ve bugün hizmet başında, irfan muhitinde ve geniş halk içinde bulunan bütün vatandaşların vicdanlarında yerleşmiş olan laik, milliyetçi, halkçı, inkılapçı, devletçi cumhuriyet, bize bütün efsafiyle Atatürk’ün en kıymetli emanetidir.

 

Üfulünden beri Atatürk’ün aziz adı ve hatırası, bütün halkımızın en candan duygularıyla sarılmıştır. Memleketimizin her köşesinde ve bütün milletçe kendisine gösterdiğimiz samimi bağlılık, devlet ve milletimiz için kudret ve vefanın beliğ misalidir. Türk milletinin aziz Atatürk’e gösterdiği sevgi ve saygı, Onun niçin Atatürk gibi bir evlat yetiştirebilir bir kaynak olduğunu bütün dünyaya göstermiştir.

 

Atatürk’e tazim vazifemizi ifa ettiğimiz bu anda, halkımıza, kalbimden gelen şükran duygularını ifade etmeyi, ödenmesi lazım bir borç saydım.

 

Milletlerarasında kardeşçe insanlık hayatı Atatürk’ün en kıymetli ideali idi. Bütün dünyada ölümün gördüğü ihtiramı, insanlığın atisi için ümit verici bir müjde olarak selamlarım. Bu sözlerim, yazılarıyla ve toprağımızla şövalye askerleri ve mümtaz şahsiyetleriyle yasımıza iştirak eden büyük milletlere Türk milleti adına şükranlarımın ifadesidir.

 

Devletimizin banisi ve milletimizin fedakar, sadık hadimi,

İnsanlık idealinin aşık ve mümtaz siması;

Eşsiz kahraman Atatürk

Vatan sana minnettardır.

Bütün ömrünü hizmetine verdiğin Türk milletiyle beraber senin huzurunda tazim ile eğiliyoruz. Bütün hayatında bize ruhundaki ateşten canlılık verdin. Emin ol, aziz hatıran, sönmez meş’ale olarak ruhlarımızı daima ateşli ve uyanık tutacaktır.

 

 

Ankara  –  21.11.1938

Reisicumhur

İsmet İnönü

 

 

blank